doä - Search results :.  Site Info   Whois   Traceroute   RBL Check  

Enter Web Site URL Address:
 

Doä: 546 results found.

bebeksepeti.com bebeksepeti.com - Anne ve bebek bilgi paylaşım sitesi
Anne ve bebek bilgi paylaşım sitesi - Hergün girilen bebek bakımı, bebek sağlığı, anne sağlığı, alışveriş, hamilelik öncesi, yemek tarifleri, gebelik dönemi, bebek gelişimi başlıklı konularda anne adaylarına ve annelere ihtiyaç duydukları her türlü bilgi, içerik ve hizmeti sunuyor.
Bebeksepeti.com  ~   Site Info   Whois   Trace Route   RBL Check  
kuzgunajans.com Kuzgun Ajans - Web Sitesi Tasarımı,Grafik Tasarım,Internet Reklam,SEO
kurumsal ve kişisel web sitesi tasarımı,seo, internet reklamı,içerik yönetim sistemi,grafik tasarım,prodüksiyon hizmetleri
Kuzgunajans.com  ~   Site Info   Whois   Trace Route   RBL Check  
sgkbilgi.net SGK | Sosyal Güvenlik Kurumu | Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunları | SGK Sicil Sorgulama | Sosyal Güvenlik Kurumu Emeklilik | Sosyal Güvenlik Kurumu Hizmet Dökümü | Yeni SSK Kanunları | SGK Bağkur | SGK Emekli | SGK İşçi
Sosyal Güvenlik Kurumu Hakkında Kanunları ve Bilgileri İçeren Güncel Blog Sitesi
Sgkbilgi.net  ~   Site Info   Whois   Trace Route   RBL Check  
cukurova.bel.tr Çukurova Belediyesi
Çukurova Belediyesi, Adana'nın Çekim Merkezi Çukurova'da, teknolojinin ışığında vatandaşa en iyi hizmet için çalışıyor.
Cukurova.bel.tr  ~   Site Info   Whois   Trace Route   RBL Check  
fotografyarismalari.info Fotoğraf Yarışmaları - FotopyaMag
İnsanların fikir ve yaklaşım tarzlarını, çektikleri fotoğrafları üzerinden, birbirlerine kolayca ulaştırabilmelerine imkan veren, yeni nesil bir fotoğraf paylaşım sitesi. Çeşitli değerlendirmelerde kendinizi sınayabilir, başarılı bulunan fotoğraf veya manipule resimleri ödüllü fotoğraf yarışması ile onurlandırabilirsiniz.
Fotografyarismalari.info  ~   Site Info   Whois   Trace Route   RBL Check  
Similar Sites: fotografyarismasi.info
lazerlitedavi.com Bitkisel Tedavi | Bitkisel Çözüm | Sağlık | Sağlıklı Yaşam
Bitkisel Tedavi, sık görülen ve tedavisinde güçlük çekilen hastalıklar için en son tedavi yöntemleri, korunma yolları ve bitkisel tedavi yöntemleri.
Lazerlitedavi.com  ~   Site Info   Whois   Trace Route   RBL Check  
stratejikpazarlama.com Stratejik Pazarlama - Anasayfa
Joomla - dinamik portal motoru ve içerik yönetim sistemi, NNT Teknoloji, bor araştırmalarıyla dünyanın ilgi odağı haline geldi. Alüminyumu çelikten 8 kat güçlü hale getiren şirkete NASA`ya bağlı şirketlerden ortaklık teklifi gelmeye başladı. 19 yıl önce Rusya`da dört profesörle birlikte yola çıkan NNT Nanoteknoloji şirketi, bor ile ilgili yaptığı çalışmalar sonunda bulduğu yeni madde ile ABD`nin uzay kurumu NASA`nın bağlı şirketlerinden ortaklık teklifleri aldı. Bor madenini yüksek basınç altında tepkimeye sokarak yeni bir madde bulduklarını söyleyen NNT Ä°cra Kurulu Başkanı Cafer Akın, Bor Power ürününün otomobillerde kullanıldığını ve araçlardaki sürtünmeyi azaltarak azyakıt tasarufu sağladıklarını söyledi. 23 PROJE SIRADA BEKLÄ°YOR BOR madeninden elde edilen MCDP ismini verdikleri ürünün alüminyumu çelikten 8 kat daha sert hale getirdiğini, bilgisayar işlemcilerinde kullanılan altından çok daha fazla geçirgen olduğunu belirten Akın `Bu ürünle ilgili NASA`ya bağlı şirketlerden ortaklık teklifleri aldık. Türk hükümeti de bizim ürünümüzün kullanım hakkını almak için teklifte bulundu. Ancak bu konuyu düşünmüyoruz` dedi. Bu yıl 60 milyon liralık ciro yapmayı hedeflediklerini söyleyen Akın `ABD`den Rusya`ya dünyanın birçok ülkesine Bor Powder ihraç ediyoruz` dedi. 1991 yılında şirketi kurmadan önce teknoloji fuarlarını takip ettiklerini ve bu araştırmalar sorasında nanoteknoloji ile tanıştıklarını söyleyen Cafer Akın `O dönemde bu teknoloji teorik olarak vardı. Bu alanın büyük gelişme göstereceğini gördük. Bu alana önemli kaynak ayırdık. Bu riskli bir işti ama risk almayan insanlar başarı kazanamazlar. Şu anda endüstrileşmeye hazır olarak 23 tane projemiz bulunuyor` dedi. Atom fizikçisi, metalürji, biyoenerji uzmanı olarak 5 profesör ve kendisinin şirketin çekirdeğini oluşturduğunu söyleyen Akın `Karbon nano tüpleri yaptık. Elektronik ve bilişimde kullanılmak üzere Avrupa`ya satmaya başladık. Yaptığımız araştırmalarla ekonomik anlamda satabileceğimiz bir ürün elde ettik` dedi. Almanya Bor Power`ı kullanıyor ŞİRKETÄ°N bulduğu bor elmas tozu (MCDP) ve nanobor ürünlerinin metal yüzeyde sürtünmeyi ve aşınmayı azalttığını söyleyen Akın `Bu teknoloji şimdi karbon emisyonlarının azaltılması için kullanılacak. Almanya hükümeti ile görüşmelerimiz sürüyor. Araçlarda Bor Power`ın zorunlu olarak kullanılması için çalışmalar var` dedi. Akın şunları söyledi: `Bu özellikleri, hammadde fiyatlarının yüksek olduğu günümüz şartlarında maliyet avantajları sağladığı gibi çevre kirlenmesini de azaltarak, doğaya katkıda bulunuyor. Piyasada sürtünme, aşınma ve korozyon azaltıcı çeşitli ürünler var. Yağlayıcıların en önemli görevlerinden birisi hareketli parçalar arasında bir katman oluşturup sürtünme ve aşınmayı azaltmak. Ayrıca, korozyonları engelleme ya da çalışma gürültüsünü azaltmak gibi özellikler sunabilir.` O anki sevincimi anlatacak söz bulamıyorum! En çok sevindiği anın, Oxford hocalarına verdiği seminer olduğu söyleyen Akın `Teknolojimize hayret ettiler` dedi. BOR elementinin nano ölçeğine ulaşmayı ilk kendi şirketlerinin başardığını söyleyen Akın `Bu aşamadan sonra bor üzerinde çalışmaya başladık. Karbondaki bilgilerimizle bor üzerinde denemeler yaptık ve bor elementinde hiç ummadığımız ürünlerle karşılaştık. Ä°lk denemelerimiz 5-6 ay sürdü. Bordan bir malzeme çıktı ki nanodan daha küçük. Bilyacıklar halinde bir kristaller elde ettik. Bu madde elmastan daha sert. O anki sevincimiz anlatılamaz. Dünyada benzeri olmayan bir şey keşfediyorsunuz. 200 bin atmosfer basıncına ulaşan bir teknolojimiz olduğu için bu maddeyi bulduk. Cambridge ve Oxford`da verdiğimiz seminerlerde yabancı hocalar hayretle teknolojimizi tasdik ettiler` dedi. Dünya teknoloji müzesinde doğa dostu en değerli malzeme olarak ürünlerinin sergilendiğini söyleyen Akın `Bor Power teknolojisi dünyaya sattığımız ürünü ortaya çıkardı. Bor Power ürünlerinden yılda 35 milyon adet üretiyoruz. Bu ürün araçta sürtünmeyi sıfıra yakın indirdiği için motor korumasında büyük fayda sağlıyor` dedi. F1 şampiyonu Mika Hakkinen Bor Power`ın pilotu oldu NNT`NÄ°N patronu Cafer Akın, ürünlerinin uluslararası başarısı nedeniyle Formula 1 yarışlarının ünlü şampiyonu Mika Hakkinen`le Finlandiya`nın ünlü Arctic Lapland Rallisi`ne Bor Power markası ile yarışması için anlaştıklarını söyledi. Akın `Mika Hakkinen dünyaca tanınan bir isim olduğu için yüzlerce firma sponsor olarak Mika Hakkinen ile anlaşmaya çalıştı ancak Mika Hakkinen yaptığı araştırma sonunda dünyanın en ileri teknolojisi olan NNT Nanoteknoloji ile üretilen Bor Power`ı tercih etti` dedi., Bayraklı Belediyesi, kullanacağı logoyu yarışmayla belirleyecek. Sadece Ä°zmir`den katılıma açık olan yarışma sonucunda seçilecek logo, belediyenin her türlü baskılı malzemesinde, ilçenin tanıtımına yönelik etkinliklerde, fuar ve toplantılarda, internet sitesi, tanıtım filmi gibi hareketli alanlarda ve bu doğrultudaki bütün çalışmalarda kullanılacak. Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, tarihî değerleri, ticaret ve turizm alanında planlanan atılımları, kısa sürede değişmesi hedeflenen çehresiyle gelecek vaat eden bir ilçe olduklarını söyledi. Karabağ, `Ä°zmir`in merkezi olarak tasarlanan ilçeye çağdaş, yenilikçi ve gelişmeye daima açık bir vizyon oluşturmak sorumluluğunu taşıyan belediyemiz, bu yarışmayla sadece logosunu değil, Bayraklı`nın sembolünü ortaya çıkarmayı da hedeflemektedir.` dedi. Bayraklı Belediyesi`nin logo tasarım yarışmasına güzel sanatlar liseleri, meslek liseleri grafik tasarım bölümleri, güzel sanatlar fakültelerinin lisans ve lisansüstü öğrencileri başta olmak üzere amatör veya profesyonel bütün grafik tasarımcılarla Ä°zmir`de yaşayan ve 16 yaşını doldurmuş herkes katılabilecek. Her yarışmacı, en çok iki eser verecek, birden fazla ödül alabilecek. Daha önce başka yarışmalara katılmış tasarımlar kabul edilmeyecek. Bayraklı Belediyesi`nin çalışanları, meclis üyeleri, jüri üyesi ve sekreter olarak görev alanlarla bütün bu kişilerin birinci dereceden yakınları katılamayacak. Son katılım tarihi 1 Haziran olan yarışmanın şartnamesi, belediyenin halkla ilişkiler biriminden veya `www.bayrakli.bel.tr` sitesinden edinilebilecek. Seçici kurulun değerlendirmesi ve belediye meclisin onayının ardından ödül töreni düzenlenecek. Birinciliğe layık görülen tasarıma 6 bin, ikinciye 2 bin, üçüncüye bin 500, mansiyon ve jüri özel ödüllerine ise biner lira verilecek., Tatil ve turizm mekanı olarak bağlı olduğu kenti ``sollayan`` ve adını Avrupa ve dünyada duyuran ilçelere en güzel örneklerden biri Bodrum. Eğlencenin kalbinin attığı ve yazları 24 saat ``yaşayan kent`` olan Bodrum, özellikle Ä°ngiliz turistlerin uğrak mekanı. Birçok Ä°ngiliz`in yerleşmeyi bile seçtiği Bodrum, yurt içinde de en gözde tatil mekanlarından biri. Buna karşın, Bodrum`un Muğla`ya bağlı olduğunu bilmeyen veya Muğla`ya gitmeyen turistlerin bile mevcut olduğu belirtiliyor. Hatta, ilçenin bugün belde olmuş eski köylerinden Gümbet, Turgutreis, Yalıkavak, Gümüşlük, Yalıçiftlik ve Türkbükü`nün plajları da Türkiye`de Muğla`dan daha çok tanınıyor. Yeşil ve mavinin tüm tonlarının yılın on iki ayında görebileceği Marmaris de adını dünya çapında duyuran Muğla`nın diğer bir ilçesi... Uzun kıyı şeridindeki koyları, antik kentlere yakınlığı, doğal güzellikleri, modern yat limanları, her türlü su sporlarına olanak sağlaması, beş yıldızlısından en mütevazı pansiyonuna kadar tüm turistlere hitap eden otellerin bulunduğu ``cennet`` ilçe Marmaris, her yıl yabancı turistlerin akınına uğruyor. Nitekim, kısa süre öncesine kadar balıkçılığı, süngerciliği ve ıtırlı bitkileriyle tanınan Marmaris, bugün büyük turizm merkezi haline geldi. Alanya da en az şehri Antalya kadar adını dünyaya duyurmuş ilçelerden biri. Geniş plajları, tarihi eserleri, modern otelleri, sayısız balık lokantası, kafe ve barlarıyla ``mükemmel`` sıfatının kullanılabileceği tatil merkezi Alanya, özellikle Rus ve Alman turistleri çekiyor. Tarihi eski dönemlere kadar uzanan ve birçok medeniyete ev sahipliği yapan Alanya`da en ünlü yerler arasında Alanya Kalesi, Kızılkule, Damlataş Mağarası bulunuyor. Alanya`dan yöre balıklarını tatmadan ve ipek eşarp almadan geri dönmemek gerekiyor. Aydın`ın Kuşadası ilçesi ise yine ünü yurt dışına yayılan gözde tatil merkezleri arasında yer alıyor. -TÜRKÄ°YE ÇAPINDA ÜNLÜ Ä°LÇELER- Bazı ilçeler de Türkiye çapında illerinden daha fazla biliniyor. Örneğin tarihi evleriyle ünlü Safranbolu, birçok yerli turistin hafta sonu tatil mekanlarından biri haline geldi. Karabük`ün adı, daha çok Karabük Demir Çelik Fabrikası ile anılırken, hemen yanı başındaki ilçesi Safranbolu, tüm Türkiye`den ziyaretçi akınına uğruyor. Adını ili Bartın`dan daha çok duyulan diğer bir ilçe ise Amasra... Her hafta sonu Ä°stanbul ve Ankara`dan birçok konuk ağırlayan Amasra, aslında 3 bin yıldır insanların ilgisini çeken bir yer. Hatta burayı Cenevizliler`den alan Fatih Sultan Mehmet de Amasra için ``Lala, lala!, çeşm-i cihan bu m`ola`` sözlerini söyler. Denize doğru uzanmış bir burun, burnun iki yanında koy ile ana karaya bağlı ve bağımsız adalarıyla eşsiz görsel güzelliğe sahip Amasra, özgün balık lokantaları, temiz otelleri ve sayısız ev pansiyonuyla Türk turizmine önemli katkıda bulunuyor. Hatay iline bağlı Ä°skenderun da kendi adıyla anılan körfezi ve modern tasarımıyla adını duyuran diğer ilçelerden... Deniz ve kumuyla bölgenin en önemli turistik merkezlerinden Arsuz`un yanı sıra, Sütunlu Liman, Frank Limanı, Karakol Şatosu, Şalen Kalesi, Sarıseki Kalesi, Bakras Kalesi, Yunus Peygamberin Yunus balığının karnından çıktığına inanılan Yunus Sütunu, Mancınık Kilisesi de ilçenin ziyaret edilmesi gereken güzelliklerinden... -DÄ°ZÄ°LERÄ°N GÖZDE MEKANI MÄ°DYAT- Güneydoğuda adını ili Mardin kadar duyuran ilçe ise Midyat... Son dönemde birçok televizyon dizisine de ev sahipliği yapan Midyat, taş konakları, kemerli geçitleri, Süryani kiliseleriyle meşhur. Ortaçağ kentini andıran Midyat, taş işçiliğinin de en güzel örneklerini sunuyor. Hatta halen bir kaç telkari ustası Midyat çarşısında mesleklerini sürdürmekte direniyor. El sanatları açısından önemli bir yöre olan ilçe ismini, gümüş işçiliğiyle de duyuruyor. Dicle nehrinin kıyısında, medrese, rasathane ve darüşşifasıyla bir zamanlar bölgenin ilim ve kültür merkezi olan Hasankeyf`teki tarihi değerler aslında, Ilısu Barajı projesiyle gündeme geldi. Baraj nedeniyle sular altında kalacak olan şehir, her yıl birçok turist çekiyor ve ilçe Batman`dan daha çok biliniyor. Ankara`nın Çankaya ilçesi de Türkiye`nin meşhur ilçelerinden biri ama bir başka açıdan. Turistik özelliklerinden çok devletin zirvesine ev sahipliği yapması ve birçok politikacının siyasi göndermelerine konu olmasıyla bilinen Çankaya`nın adı başkentle birlikte anılıyor. -DÜNYA ÇAPINDA TANINAN BÖLGELER...- Bunun yanında, adları dünya çapında duyulan bölgeler de yer alıyor. Doğa ve tarihin dünyada en güzel bütünleştiği yerlerden Kapadokya bunlardan biri. Roma Ä°mparatoru Augustus zamanında Antik Dönem yazarlarından Strabon`un ``Geographika`` adlı kitabında, sınırları, güneyde Toros Dağları, batıda Aksaray, doğuda Malatya ve kuzeyde Doğu Karadeniz kıyılarına dayanan Kapadokya, bugün Nevşehir, Aksaray, Niğde, Kayseri ve Kırşehir illerinden oluşuyor. Buranın dünyaca tanınan yeri ise daha dar bir alan olan kayalık Kapadokya Bölgesi. Burada Uçhisar, Ürgüp, Avanos, Göreme, Derinkuyu, Kaymaklı ve Ihlara yer alıyor. Bölgede, kayalara oyulmuş geleneksek Kapadokya evleri ile yüzyıllarca oluşan ve doğayla insan yapımının özenli bir karışımını gözler önüne seren peribacaları en gözde yapılar. Bunun yanında yörede geleneksel konaklar, yer altı şehirleri de dikkat çeken mekanlar arasında..., TBMM`de hemen yasalaşması beklenen taslakla, tüketiciler medeni ülkelerde uygulanan haklara sahip olacak. İşte `süper tüketicilere` tanınacak haklar Tüketici için maddi tazminat hakkı: Başbakanlığa gönderilen 33 maddelik taslağa göre, tüketicileri sık sık yanıltan ve aldatan uygulamalar yapan satıcılarla mücadele etmek için `Haksız Ticari Uygulamalar Kurulu` oluşturulacak. Ekonomik çıkarları zarar gören tüketici, bu kurula başvurarak hakkını arayacak. Kişiler, kurul yoluyla hem maddi hem de manevi tazminat dahi talep edebilecek. Bakım ve onarım koruması geliyor: Taslağa, `ihtiyari garanti` adında yeni bir kavram eklenirken, bu kavram, malın veya hizmetin, ek bir masraf talep edilmeden onarılması ya da bakımının yapılması gibi hususlarda verilen taahhüdü ifade ediyor. Buna göre, `ihtiyari garanti` satış anında yazılı olarak tüketiciye bildirilecek. Zırt-pırt indirim kandırmacısı bitiyor: Taslakla indirimli satışlar da düzenlenirken, buna göre, tekstil, hazır giyim, deri ürünleri ve benzeri sektörlerde mevsim sonu indirimli satışlar 15 Ocak -1 Mart ve 15 Temmuz-1 Eylül tarihleri arasında yapılacak. Yılın her dönemi `büyük indirim` kisvesi adı altında tüketici yanıltılmayacak. Patlayan tüpten üreticisi sorumlu: Taslakla, imalatçıya da sorumluluk yüklenirken, örneğin, bir tüpün patlaması nedeniyle bir işyerinde işçiler zarar görürse, bu olaydan imalatçı sorumlu tutulacak. İşçilerin, patlayan tüpe ilişkin satım sözleşmesinin tarafı olup olmamaları önem taşımayacak. Zarar görenler, hatalı imal edilmiş olan bir tüpün vermiş olduğu zararı tazmin ettirme hakkına sahip olacak. Kart iptali artık işkence olmayacak: Kredi kartlarını iptal etmekte büyük zorluk çeken banka ile mücadele eden tüketiciler, borcu yoksa sadece bir telefonla hatta internet üzerinden dahi kartlarını iptal edebilecek. Taslakla, kredi kartı ücretlerine de çeki düzen getirildi. Buna göre, her bir kredi kartı için geçerlilik süresi boyunca sadece bir kart ücreti alınacak. Bankaların kart süresini 1 yılla sınırlayıp her yıl kart ücreti almasını önlemek için de geçerlilik en az 3 yıl olacak. Malın kusurları üzerinde yazacak: Satıcı, ikinci el ya da defolu ürün satışlarında, malın ayıbı ile ilgili açıklayıcı bilgi içeren bir etiket malın üzerine konacak. Bu ayıp, tüketiciye verilen fatura, fiş veya satış belgesi üzerinde de açıkça belirtilecek. Ancak satıcının, satış öncesinde açıklanmayan ayıplı maldan sorumluluğu en az bir yıl olacak. Bu süre, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda üç yıldan az olamayacak. Taslakla taksitli satışlar konusunda da düzenleme yapılırken, satıcının ödemeleri kambiyo senedine bağlaması yasaklandı. Vazgeçene `hakkı yandı` devri bitti: Vatandaşların yaz aylarında oteller ve yatlar için sıkça kullandığı devre tatil sözleşmelerinde, tüketiciye 14 gün içinde cayma hakkı tanındı. Tüketici ile satıcı arasında bir sözleşme imzalanmış olsa dahi, tüketici süresi içinde vazgeçmesi hiçbir tazminat ya da ceza ödemek zorunda kalmayacak. Maket konut mağduru kalmayacak: Alacağı evin peşinat ve kimi taksitlerini ödeyen tüketici, müteahhit firmanın iflas etmesi halinde dahi korunacak. Taslaktaki ön ödemeli sözleşmelere düzenlemesine göre, satıcı, iflası halinde dahi tüketicinin ödediği meblağı iade etmek için gerekli teminatı devlete göstermek zorunda olacak. Kapıdan yapılan satışa çeki düzen: Toplu taşıma araçları da dahil pek çok yerde karşılarına çıkan satıcılardan aldıkları ürünler nedeniyle zor durumda kalan vatandaşları da koruma latına giriyor. Taslak, kapıdan satış yapacak kişilere, 50 bin TL`nin üzerinde sermayeli şirket kurma şartı getirdi. Böylece adresi belli olacak. Tüketiciye anlaşılır Türkçe kolaylığı: Taslakla, kullanma kılavuzları yanında ürün üzerindeki açıklayıcı bilgilerin de Türkçe olması zorunluluğu getirildi. Buna göre, elektronik tüm cihazların göstergeleri ve kullanım kılavuzları yabancı bir dilde yazılı olamacak. Bu uygulama otomobiller için de geçerli. GöstergelerTürkçe olacak. Ä°nternetten çarpılan da unutulmadı: Ä°nternet bankacılığı gibi yöntemlerle yapılan ödemelerde tüketicinin görülmemesi nedeniyle pek çok dolandırıcılık vakası yaşanırken, taslakla bu sorunun da önüne geçilecek. Buna göre, ödemenin kredi kartı, banka kartı veya benzeri bir ödeme kartı ile harcama belgesi düzenlenmeden yapıldığı durumlarda, 30 günde bankaya başvurarak tutar geri alınacak. Borçludan önce kefiline gitmek yok: Kullanılan kredilerde kefil kullanıldıysa, kredi veren banka asıl borçluya ve diğer teminatlara başvurmadan, kefilden borcu isteyemeyecek. Ayrıca, kredi sözleşmesinde, kefilin sorumluluğunu arttırıcı değişiklikler yapılması, kefilin yazılı onayına bağlı olacak. Örneğin, kredi limitinin yükseltilmesi kefilin onayı olmadan yapılmayacak. Kefilden önce borçluya gidilecek. Mevcut kanunda bankalar ilk olarak müteselsil kefillere de gidebiliyor. TÜDEF: Yasa kaçırıldı TÜKETÄ°CÄ° Dernekleri Federasyonu(TÜDEF) Genel Başkanı Ali Çetin, tüketici örgütlerinin görüşlerinin alınması kararına rağmen yasa tasarısının tüketiciden kaçırıldığını ileri sürdü. Çetin, Meclis`in bu tasarıda vatandaş lehine bazı gerekli düzeltmeleri yapmasını beklediklerini söyledi. Ali Çetin bu yasanın eski Bakan Zafer Çağlayan`ın söz vermesine rağmen tüketici örgütlerinden ve kamuoyundan bugüne dek saklandığını savundu. Bakan Ergün: Kart ücretleri artık üç yılda bir ödenecek SANAYÄ° ve Ticaret Bakanlığı koltuğuna yeni oturan Nihat Ergün, Tüketici Kanunu tasarısını anlatırken bankaları eleştirdi. Kredi kartlarından alınan yıllık ücretlerden şikayet edildiğini belirten Ergün, kart maliyetlerinin kart taşıyanlara yansıtılması uygulamasının dünyanın pek çok ülkesinde olduğunu, ancak bu uygulamanın Türkiye`de istismar edildiğine ilişkin eleştiriler bulunduğunu söyledi. Banka kartlarının her yıl yenilendiğini, dolayısıyla kullanıcıların her yıl kart ücreti ödemek zorunda kaldıklarını anlatan Ergün, taslakta, kartların en az 3 yıl süreyle geçerli olması ve dolayısıyla kart ücretlerinin her yıl değil, 3 yılda bir ödenmesi ve bu ücretlerin üst limitinin bankalar yerine Merkez Bankası tarafından belirlenmesi şekilde bir düzenlemeye gittiklerini bildirdi., Tekniğin, çok sağlam tekstil ürünlerinin ve yapay kemiklerle tendonlar gibi yüksek teknoloji tıbbi materyallerin üretilmesinde yararlı olabileceği belirtiliyor. Almanya`daki Max Planck Mikroyapı Fizik Enstitüsü`nden araştırmacı Mato Knez, `Çalışmamız, diğer birçok bio-materyaller gibi pratik uygulamalarda büyük bir potansiyel sunuyor. Kırılmaya dayanıklı olan ağ, aynı zamanda uzuyor` dedi. Yeni geliştirilen bu teknolojinin cerrahi işlemlerde de kullanılabileceği belirtiliyor. Araştırma grubu, protein kolajenlerinden oluşan lifleri güçlendirmek için bu süreci kullandılar., Biz grubu daha çok Tefal markasıyla tanıyorsak da kuruluşun 19 markası; Tefal dahil Rowenta, Moulinex, Krups, Lagostina, Calor, Seb, Airbike, Mirro, Regal, Wearever, Arno, Samurai, Panex, Rochedo, Clock, Penedo, Supor ve AllClad ile Groupe SEB, küçük ev aletleri alanında dünyanın önde gelen üreticilerinden biri. Bu markalar altında her yıl 140 milyon adet ürün üretilirken Groupe SEB`in satışları 2008 yılında 2 milyar 870 milyon Euro`ya ulaşmış. Bir Fransız şirketi olmasına rağmen satışlarının yüzde 78`ini Fransa dışına yapan şirket, yıllık toplam üretiminin yüzde 30`unu yeni ürünlerden oluşturuyor. Pek çoğu Fransa dışındaki şirketlerde olmak üzere de toplam 19 bin çalışanı var. Ürün yelpazesi küçük ev aletleri sektörünün tüm alanlarını kapsayan Groupe SEB`in ürün portföyünde, tava tencere, elektrikli pişirme, gıda hazırlama, kahvaltı dünyası, ütüler, kişisel bakım ve ev temizliği kategorileri bulunuyor. Keyifle yaşanılası evler için, `yenilikçi, yüksek performansa ve şık tasarıma sahip, ergonomik ürünler üreten` şirketin cirosunun yüzde 2`si, yani 50 milyon Euro`su Ar-Ge bütçesi olarak ayrılmış. 1.000`den fazla patente sahip olan Groupe SEB`in ülkemizde en çok tanınan markası Tefal`in başarısının gerisinde de mutfaklarda devrim niteliği taşıyan bir icat yatıyor. 1954`te yapışmaz tavayı icat eden şirket, yapışmaz tava tencere sektörünün kurucusu olmuş. Şirketin sahip olduğu yenilikçi yaklaşım, onu hem yeni icatlarla hem de satın almalarla kendi alanında dünyanın bir numaralı üreticisi haline getirmiş. RAKÄ°PLERDEN FARKLI BAKMAYI BAŞARMAK ŞART Tefal Türkiye 1993 yılında kurulmuş. Bu çok eski olmayan tarihe rağmen ürünlerindeki yenilikçi yaklaşımı ve uyguladığı satış politikalarıyla kısa bir sürede küçük elektrikli ev aletleri pazarında önemli bir yer edinmiş. Şirket, televizyonda yayınlanan `Sen Herşeyi Düşünürsün` yemek programıyla sadece kendisi için değil ülkemizdeki mutfak aletleri pazarının büyümesine katkı sağlamış. Ayrıca dünyada başka bir örneği olmayan Tefal shopları da açarak sektörün perakendecilik alanında farklı bir yaklaşım sergilemiş. Bu girişim öylesine başarılı olmuş ki, mağaza konsepti, grubun diğer ülkelerinde de uygulanmaya başlamış. Groupe SEB GFK verilerine göre 2009`un ocak-şubat aylarında yüzde 18`den fazla pazar payıyla lider konumunda. Tefal Türkiye, 1999 yılında Rowenta markasını da bünyesine katmış ve adını Groupe SEB Ä°stanbul olarak tanımlamış. Tefal`in Türkiye`de toplam 158 mağazası bulunuyor. Ayrıca Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Azerbaycan`da da Tefal ve Rowenta markalarının pazarlama faaliyetleri Groupe SEB Ä°stanbul tarafından yönetiliyor. FÄ°NANS KÖKENLÄ° AMA PAZARLAMAYA Ä°NANIYOR Groupe SEB Ä°stanbul`un başında Genel Müdür Cüneyt Yağcı var. Ä°stanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu olan Yağcı profesyonel iş yaşamının başlangıcında Unilever`in önce Adana, sonra Çorlu fabrikalarında ve şirket merkezinde finans sorumlusu olarak görev almış. Groupe SEB Ä°stanbul`da 1997 yılında finans ve muhasebe müdürü olarak göreve başlayan Yağcı, 2002`de Groupe SEB Ä°stanbul Genel Müdürlüğü`ne getirilmiş. İşletme kökenli bir yönetici olarak Yağcı`nın mesleki yaşamı rakamlarla dolu geçmiş. Oysaki Groupe SEB`in pazarlama ve satıştaki çalışmalarına ve bu alandaki uygulamalarına bakınca işin başında pazarlama kökenli bir yönetici olduğunu düşünüyor insan. Peki, bunda ne fark var diyenlere bir ama önemli bir fark söyleyebilirim. Finans yöneticileri şirketi finansal sonuçlarla değerlendirip sondan başa doğru yönetirken, pazarlama kökenliler işe en baştan tüketici iç görüşleriyle başlayıp sonuçları rakamlar çerçevesinde varsayarlar. Aralarındaki tek ama önemli benzerlik yaklaşımda değil, işi rakamlarla yönetmektedir. VUR-KAÇ TEKNİĞİYLE GERÄ°LLA SAVAŞI YAPIYORUZ Cüneyt Yağcı bütün olumsuz şartlara rağmen 2009`da da Türkiye`de 203 milyon TL ciro yaparak yüzde 8 büyümeyi hedeflediklerini söylüyor. Diğer yandan Tefal shop yatırımlarına da devam edeceklerini belirten Yağcı, `Pazar yüzde 10 küçülürken Tefal geçtiğimiz yılın aynı dönemine ait rakamlarını yakaladı. İş ortaklarımız dağıtım kanallarının zarar görmeden krizi atlatabilmeleri için yeni ürün lansmanları yapacak ve reklamlara devam edeceğiz. Bu bizim güçlü ürünlerle uyguladığımız vur-kaç tekniği. Gerilla savaşı yapıyoruz.` diyor. Genel Müdür Yağcı 2009 stratejilerini şartların oluşturduğu pazar dinamiklerini dikkate alarak belirlediklerini söylüyor. Buna göre, tüketicileri ve iş ortaklarını heyecanlandırarak pazarı hareketlendirecek yenilikçi ürünlerin lansmanına ağırlık verilecek. Vade ve iskonto sunan kampanyalar yapmak yerine yeni ürünlerle pazardaki diğer markalar arasından farklılaşılacak ve grubun sahip olduğu markalar reklamları kullanarak güçlü kılınacak. MARKANIN MÜRÄ°TLERÄ° VAR Marka olmak zor ama marka olarak kalmak giderek zorlaşıyor diyorum. Cüneyt Yağcı, `Tüketiciye yakın olmak ve onları dinlemek durumundasınız. Bunu başarabilmek için epey de çalışmanız gerekiyor. Bizim, `Sen Herşeyi Düşünürsün` televizyon programımız öylesine başarılı oldu ki, o gün programda kullanılan ürünlerin satışında ivme yakalanıyordu. Hemen her ürünümüzü denemek isteyen bir tüketici grubumuz var. Bunlar markanın müritleri gibiler. Diğer bir çalışmamız da Tefal shoplarımızın başarısı. Eskiden Anadolu`daki mağazalarımızı şehir merkezinde Atatürk heykeline yakın yerlerden seçerdik. Şimdi daha çok alışveriş merkezlerini seçer olduk. Cadde mağazacılığı alışveriş merkezlerine kaydı. Ancak bütün bu mağazalardaki başarı insan kaynağımızın. Ä°nsan kaynağımıza gelince; tüm dünyada perakende sektöründe çalışanlar ya lise mezunu ya da üniversitede okuyan gençler. Yani bir anlamda kendisine henüz bu alanda kariyer yapmayı seçmemiş olanlar. Bu nedenle de insan sirkülasyonu oldukça fazla. Bizim, hem bu genç insanlara bir kariyer imkanı sağlamak hem de iş süreçlerimizi iyileştirmek için Tefal Kolej diye bir oluşumumuz var. Kurum içinde kariyer basamaklarında yükselmeyi isteyenlerle, yeni başlayanları burada eğitime alıyoruz.` diye konuşuyor. Bu kez de tüketicilerin neden Tefal`i seçtiklerini soruyorum, `Öncelikle ürün, güvenilir marka olmak ve yaşamı kolaylaştıran yenilikçi ürünleri sunmak müşterilerimizin bizi tercih etmesine neden oluyor. Mağazalarımızda gezenlerin, `A! Bu da yeni gelmiş` dediklerine çoğu kez şahit oluyoruz. Kurum olarak değerler sıralamamızda Ar-Ge, yenilikçilik ve müşteri ilk üç sırada yer alıyor. Böyle bakınca da biz rakiplerimize değil kendi işimize bakar, kendimizden işimizle söz ettirmeyi isteriz.` şeklinde cevap veriyor. ARTIK ANNELER GÜNÜ`NDE Ä°NDÄ°RÄ°M YAPMAYACAĞIZ `Her defasında daha yenilikçi ürünlerle tüketicimize seslenmeyi istiyoruz. Bu nedenle de her markamızın farklı bir iletişim stratejisi var. Sadece televizyonu değil interaktif mecrayı ve ağızdan ağza pazarlamayı da kullanıyoruz. Ürünü pazara sunmadan kanaat önderlerine ürünlerimizi kullandırır, görüşlerini alırız. Ä°nteraktif mecranın tüketiciye ulaşmada doğru bir mecra olduğuna inanıyoruz. Ancak interaktif mecradan dönüş alabilmek için doğru kullanılması gerektiğini düşünüyoruz. Eğer markamızı öne çıkaracağımız bir kampanya yapacaksam ağırlıklı olarak televizyonu, ürünü tanıtacak ve bilgi vereceksek de interaktif mecrayı kullanmaktayız. Yapılan araştırmalar küçük ev aletleri pazarının krizde daralmak yerine aksine büyüdüğünü söylüyor. Bu durumda bizim sektör lideri olarak krizden etkilenmemiz söz konusu değil. Geçtiğimiz yıl aynı dönemde yapılan satışlarla içinde bulunduğumuz yıl içinde yapılan satışlarda bir kayma yok. Sektörde rekabet ürün ve kalitede değil fiyatta yapılıyor. Ancak 2001 krizinde rekabet farklı bir noktaya kaydı. Migros marka ütüler satılmaya başladığında tüketici bir tasarruf kalemi olarak gördüğü bu ürünlerden satın almayı tercih etti. Biz gerçek krizi işte o zaman gördük. Şimdiki, kriz değil belirsizlik. Bu tehlikeli bir durum; tedbir almak için gerekli zamanınız kalmamış olabiliyor. Biz bu dönem küçük promosyonlar yaptıysak da fiyatlarımızda keskin iskontolar vermedik. Peşin fiyatına taksitle ürün satmadık. Peşin peşindir vadeli de vadeli. Eğer vadeyi tüketiciden almazsanız bunu mutlaka bir yerden çıkarmak durumundayız. Ancak tüketici sağlam mal alması gerektiğini çoktan öğrenmiş durumda. Tüketiciler, `Bekleyelim, Tefal nasıl olsa Anneler Günü`nde indirim yapar!` diyorlar. Ancak iki yıldır bunu da yapmıyoruz. Bu yıl da yapmayacağız. Biz fiyatlarımızı indirebileceğimiz kadar indirdik. Fiyat-fayda dengesini yakaladığımıza inanıyoruz. Tüketici giderek şeffaflığa daha fazla önem veriyor.` 100 günüm seyahatte geçmiş, kızım`Baba bu akşam gelecek misin?` diyor Groupe Seb Genel Müdürü Cüneyt Yağcı`ya iş, insan ve zaman yönetimini soruyorum, `Delegasyonu kuvvetli, iletişimde yumuşak ama bu nedenle de bazen sıkıntı yaşayan biriyim. En çok, yalan söylenmesine kızarım.` diyor. Peki ya keşkeler var mı hayatta dediğimde de, `Evet` diye cevaplıyor ve şunları ekliyor: `Keşke daha fazla eve ve çocuklarıma zaman ayırsaydım diyorum. Büyük kızımın büyümesine tanıklık ettim ama küçüğüm, `Baba seni bu akşam görebilecek miyim?` diye sorduğunda üzülüyorum. Çünkü geçtiğimiz yılın 100 gününü seyahatler nedeniyle evden uzakta geçirdim. Benim tempomda çalışan yöneticilerin ev-iş arasında denge kurabildiğine de inanmıyorum. Belki baştan zaman yönetimi yapmak gerekirdi.`, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı`nın son 5 yılda gerçekleştirdiği piyasa gözetim ve denetim çalışmalarında, her 10 üründen 4`ünün standartlara aykırı olduğu belirlendi. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Faaliyet Raporu`ndan derlenen verilere göre, piyasa gözetim ve denetim çalışmaları çerçevesinde 2004 yılında toplam bin 923 ürün, 2005 yılında ise toplam 2 bin 168 ürün denetlendi. Söz konusu dönemde, birer yıllık zaman dilimlerinde denetlenen ürünlerin yüzde 40`ının yönetmeliklere uygun, yüzde 60`ının ise aykırı olduğu tespit edildi. 2006 yılında denetlenen 2 bin 504 üründen, yüzde 73`ü mevzuata uygun, yüzde 27`si mevzuata aykırı bulundu. 2007 yılında ise 3 bin 270 ürün denetlendi. Bu ürünlerden yüzde 88`inin yönetmeliğe uygun, yüzde 12`sinin yönetmeliğe aykırı olduğu belirlendi. 2008 yılında ise bin 810 ürün denetlenirken, bu ürünlerden yüzde 57`sinin mevzuata uygun, yüzde 43`ünün aykırı olduğu tespit edildi. Bu sonuçlara göre, 2004-2008 yılları arasındaki 5 yıllık dönemde, denetlenen toplam 11 bin 675 üründen yüzde 63`ü yönetmeliklere uygun, yüzde 37`si aykırı bulundu. Hazır ambalajlı mamullerle ilgili çalışmalar çerçevesinde ise 75 firma ve 96 ürün denetlendi. Bu ürünlerden 25`i ilgili mevzuata uygun bulunurken, 71`inin mevzuata aykırı olduğu tespit edildi. AKARYAKIT VE LPG Ä°STASYONLARINDAKÄ° DENETÄ°MLER Söz konusu dönemde, akaryakıt ve LPG istasyonlarında, marker ve lisans denetimi konularında toplam 9 bin 38 denetim yapıldı. Bu denetimlerde 234 istasyon, lisanssız satış yaptığı, 41`i ise marker oranlarına uymadığı için mühürlendi. Reklam Kurulu Başkanlığı`na yapılan başvurular ve uygulanan cezalar da raporda yer aldı. Rapora göre, 2008 yılında Reklam kurulu`na bin 541 başvuru yapıldı. 679 dosya kurula sevk edildi. Reklam Kurulu, söz konusu dönemde 381 reklama durdurma cezası, 200 reklama da para cezası verdi. Kurul, 2008 yılı içerisinde toplam 10 milyon 206 bin 662 lira para cezası uyguladı., Kalpaklıoğlu, markalı bal ihracatı konusunda yeni pazarlara girmek için yaptıkları çalışma çerçevesinde 2 yıl önce KKTC`de bir bayiyle anlaşarak bu ülkeye 50 bin liralık bir bağlantıyla bal gönderdiklerini, ancak ürünün kış koşullarında iyi saklanmaması nedeniyle bin 500 kilogramlık bölümünün kristalize olduğunu söyledi. Kristalize balın `kötü bal` anlamına gelmediğini, bir işlemle tekrar eski haline gelebildiğini kaydeden Kalpaklıoğlu, oradaki bayiyi mağdur etmemek amacıyla, mecbur olmadıkları halde ürünü geri çekerek Türkiye`de eski haline getirip tekrar göndermeye karar verdiklerini dile getirdi. Ä°zmir Limanı`na geri gelen malın iç piyasaya girerken ithalat muamelesi gördüğünü belirten Kalpaklıoğlu, ürünün yaz aylarına rastlayan nakliye sürecinde uzun süre güneşte bekletilmesi nedeniyle HMF (Hidroksi Metil Furfurol) değerinin Gıda Kodeksinde belirlenen 40 mg/kg sınırının üzerine çıkarak 43 mg/kg`ye yükseldiğini belirtti. Bunun üzerine incirde aflatoksin sorununun çözümü için yapıldığı gibi Ege Serbest Bölgesi`ne gönderecekleri taze ürünle bu ürünü karıştırıp HMF değerini aşağı çekmek istediklerini kaydeden Kalpaklıoğlu, buna Tarım Bakanlığı Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü`nün uzun bir inceleme sonucunda olumsuz yanıt verdiğini belirtti. Konuyu izah ettikleri Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker`in sorunun çözümü konusunda direktif verdiğini belirten Kalpaklıoğlu, Bakan Eker`in yönlendirdiği yetkililerle 9 aylık süreçte 19 kez Ankara`ya giderek görüştüklerini, bir uzmanın olumsuz görüşü nedeniyle sonuçta yine olumsuz yanıt aldıklarını ifade etti. ATLARA YEDÄ°RME VE DENÄ°ZE DÖKME TEKLÄ°FLERÄ° Bürokratlara sorunlarını anlatmakta yetersiz kaldıklarını aktaran Kalpaklıoğlu, şunları söyledi: `O zaman biz bu malı yurt içine sokmamızın mümkün olmadığını anlayıp pes ettik. Ürünün arı yemi yapılması için arıcılara verilmesini istedik. Olumlu yanıt verdiler ancak üniversiteden `yem olabilir` diye rapor istediler. Rapor getirdik, bu rapora güvenmediklerini, TÜBÄ°TAK raporu istediklerini belirttiler. Ürünü ülkeye sokmak için yaptığımız mücadelede harcadığımız para, ürünün değerini aşmaya başladı. Ürünün mahrecine iadesinin de mümkün olmadığını belirttiler. Bunun üzerine balın atlara yedirilmesini hatta denize dökülmesini bile önerdik. Bu öneriler için de rapor getirilmesi gerektiğini ifade ettiler. Ne yapacağımızı şaşırdık.` Olayı çözmeye çalışırken ürünün gümrükte bekleme süresini aşması nedeniyle satışa çıkarıldığını belirten Kalpaklıoğlu, ihaleye katılmak üzere kendilerinin de davet edildiğini iddia etti. Kalpaklıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: `Kendi malımızı biz yurt içine sokamadık, bunun mümkün olmadığını gördük. Ancak sonraki süreçte aynı ürünün gümrükte bekleme süresinin dolması nedeniyle ihaleyle satılacağını, üstelik bu ihaleye bizim de katılabileceğimizi belirttiler. Çileden çıkmış bir halde bu satışı durdurmak için kendi ürünümüzü ihbar etmek zorunda kaldık. Yaptığımız HMF ihbarı sonucu ürünün satışı iptal edildi. Sorun halen çözülmüş değil. Biz artık kızma ve ağlama aşamasını geçtik gülüyoruz. Yaklaşık 2 yıldır uğraşıyoruz. Halen Ä°zmir Limanında bekleyen malımızı geri çekemedik. Malımızdan vazgeçtik, yalnızca depo parasının ne kadar çıkacağını düşünüyoruz.`Bu tip sorunların artık yaşanmamasını umut ediyoruz` diye konuştu.
Stratejikpazarlama.com  ~   Site Info   Whois   Trace Route   RBL Check  
habermolasi.com Haber Molası | Haber İçin Mola Verin!
HABER, haber, haberler, HABERİ, haberi, HABERLERİ, haberleri, Spor, Spor Haberleri, Ekonomi, Güncel, Magazin, Politika, Siyaset, Manken, Ünlü, Türkiye, Sanat, Sanatçı, Yerel Haberler, Son Haberler, Gazete Haberler, Gazeteler
Habermolasi.com  ~   Site Info   Whois   Trace Route   RBL Check  
turkiyegazsanayi.com Türkiye Sınai ve Tıbbi Gaz Sektörü
Türkiye sınai ve tıbbi Gaz sektörü için hazırlanmış portal site. Gaz Firmaları sitemiz üzerinden ellerindeki ihtiyaç dışı maları satabilir. İhtiyacı olan malları alabilirler. Sitemiz Gaz Sanayi'ne ürün üreten firmalar ile Sınai ve Tıbbi Gaz firmalarını biraraya getirir aralarındaki iletişimi ve alış verişi kolaylaştırır
Turkiyegazsanayi.com  ~   Site Info   Whois   Trace Route   RBL Check  
adanzyebebek.com Bebek Bakımı-Bebek Gelişimi-Bebek İsimleri- Anne Ve Bebek
A'dan Z'Ye bebekte bebek,çocuk,anne ve kadın hastalıkları hakında merak ettiğiniz hey konuyu bulabilir; sorularınızı sorabilirsiniz.
Adanzyebebek.com  ~   Site Info   Whois   Trace Route   RBL Check  
 


Page 16/28« Previous1415161718Next »
  IP Index    TLD Index    Domain Index    Site Index      Copyright © 2013 dawhois.com